top of page

Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanunda (6284) Önleyici Tedbirler

  • Yazarın fotoğrafı: Av. Ahmethan Özkan
    Av. Ahmethan Özkan
  • 12 Eyl 2023
  • 2 dakikada okunur

6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun (Kanun) 2012 yılında kabul edilmiş, kamuoyunda gerek olumlu gerek de olumsuz yönde birçok eleştiriyi beraberinde getirmiştir. Yazımızda bu tartışmalara girilmeden yalnızca Kanunda yer alan hakimin verebileceği önleyici tedbir kararları, kararlara itiraz usulünden bahsedilecektir.


Kanun’un ilk maddesinde kanunun amacının şiddete uğrayan veya şiddete uğrama tehlikesi bulunan kadınların, çocukların, aile bireylerinin ve tek taraflı ısrarlı takip mağduru olan kişilerin korunması ve bu kişilere yönelik şiddetin önlenmesi amacıyla alınacak tedbirlere ilişkin usul ve esasları düzenlemek olduğu belirtilmiştir.

Tek taraflı ısrarlı takip nedir?

Tek taraflı ısrarlı takip mağduru kavramından kasıt; kişinin, evli olup olmadığı fark etmeksizin ayrıldığı ya da halen beraber olduğu kişi tarafından sürekli şekilde takip edilmesi, izlenmesidir. Bu takibin, takip edilen üzerinde ciddi bir huzursuzluk oluşmasına ya da kendisinin veya yakınlarından birinin güvenliğinden endişe duymasına neden olması gerekir.


Önleyici Tedbir Kararları


Kanun’da verilebilecek tedbir kararları koruyucu ve önleyici olarak ikiye ayrılmaktadır. Koruyucu tedbir kararı verilebilmesi için, madde 8 uyarınca şiddetin uygulandığı hususunda delil veya belge aranmasa da bu husus önleyici tedbirler için geçerli değildir. Şiddete maruz kalan veya maruz kalma tehlikesi altında bulunan kişilerle ilgili önleyici tedbir kararı verilebilmesi için kişinin şiddete maruz kaldığı veya maruz kalma tehlikesi altında bulunduğu hususunda olguların varlığı gerekir. Aksi yöndeki uygulama, kişilere kanunla sağlanan hakkın kötüye kullanılmasına sebebiyet verebilecektir. Zira önleyici tedbirler aleyhine tedbir kararı verilen kişinin temel hak ve özgürlüklerini kısıtlayıcı niteliktedir.


Verilebilecek uzaklaştırma, rahatsız etmeme gibi önleyici tedbirler karşımıza Kanun’un 5.maddesinde çıkmaktadır. Maddeye göre hakim, şiddet uygulayanlarla ilgili olarak maddede sayılan önleyici tedbirlerden birine, birkaçına veya uygun göreceği benzer tedbirlere karar verebilecektir. Son cümle ile hakimin sadece sayılan maddelerle sınırlı olmadığı da öngörülmüştür.


Kanun’da sayılan önleyici tedbirler şunlardır;

- Müşterek konuttan veya bulunduğu yerden derhâl uzaklaştırılma ve müşterek konutun korunan kişiye tahsis edilmesi.

Hâkim tarafından şiddet uygulayanın, korunan kişi ile birlikte oturdukları müşterek konuttan uzaklaştırılarak, konutun korunan kişiye tahsis edilmesine ilişkin karar verilebilir.


Mülki amir ya da hâkim, talep edilmesi hâlinde korunan kişiye, şiddet uygulayana ya da bu kişilerin yakınlarına ait kişisel eşya ve belgelerin kolluk marifetiyle kendilerine teslim edilmesine karar verebilir. Teslim edilecek kişisel eşya ve belgeler, tedbir kararında gösterilir.


Bu tedbirin uygulanması, şiddet uygulayanın uzaklaştırıldığı konutun kira, elektrik, su, telefon, doğalgaz ve benzeri giderlerini karşılamaya devam etmesine engel teşkil etmez. Hâkim şiddet uygulayanın, koruma kararı süresince aile konutunun kira sözleşmesini feshetmemesine, kamu konutu tahsisinin kaldırılması yönünde talepte bulunmamasına ve bu tür yükümlülüklerinin devamı ile uygun göreceği diğer tedbirlere de karar verebilir.


Kira sözleşmesine ilişkin tedbir kararı kiralayana, kamu konutu tahsisinin kaldırılmamasına yönelik tedbir kararı ise ilgili kamu kurumuna bildirilir.

- Korunan kişiyi iletişim araçlarıyla veya sair surette rahatsız etmeme.

- Korunan kişilere, bu kişilerin bulundukları konuta, okula ve işyerine yaklaşmama.

- Gerekli görülmesi hâlinde korunan kişinin, şiddete uğramamış olsa bile yakınlarına, tanıklarına ve kişisel ilişki kurulmasına ilişkin hâller saklı kalmak üzere çocuklarına yaklaşmama.

- Çocuklarla ilgili daha önce verilmiş bir kişisel ilişki kurma kararı varsa, kişisel ilişkinin refakatçi eşliğinde yapılması, kişisel ilişkinin sınırlanması ya da tümüyle kaldırılması.

- Korunan kişinin şahsi eşyalarına ve ev eşyalarına zarar vermeme.

- Şiddet mağduruna yönelik olarak şiddet tehdidi, hakaret, aşağılama veya küçük düşürmeyi içeren söz ve davranışlarda bulunmama.

- Bulundurulması veya taşınmasına kanunen izin verilen silahları kolluğa teslim etme.

- Silah taşıması zorunlu olan bir kamu görevi ifa etse bile bu görevi nedeniyle zimmetinde bulunan silahı kurumuna teslim etme.

- Korunan kişilerin bulundukları yerlerde alkol ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanmama ya da bu maddelerin etkisinde iken korunan kişilere ve bunların bulundukları yerlere yaklaşmama, bağımlılığının olması hâlinde, hastaneye yatmak dâhil, muayene ve tedavinin sağlanması.

- Bir sağlık kuruluşuna muayene veya tedavi için başvurma ve tedavinin sağlanması.


Başvuru Nereye Yapılır, Tedbir Kararlarının Süresi Nedir?


Tedbir talebi için Aile Mahkemelerine dilekçe ile başvurulabilir. Dilekçenin bir karakola, Şiddet Önleme ve İzleme Merkezlerine, Cumhuriyet Başsavcılıkları'na da verilmesi mümkündür. Ancak dilekçenin bu kurumlarca aile mahkemesine ulaştırılması zaman alabileceğinden başvurunun direkt olarak nöbetçi aile mahkemesine yapılması, karar mekanizmasının hızlı işlemesi açısından daha isabetli olacaktır. Tedbir kararları ilk seferde en fazla 6 aylığına verilebilir. Ancak şiddet veya şiddet uygulanma tehlikesinin devam edeceğinin anlaşıldığı hâllerde tedbirin uzatılmasına, değiştirilmesine karar verilebilir.

Nafaka talep edilebilir mi?

5.maddenin 4.fıkrasına göre şiddet uygulayan, ailenin geçimini sağlayan yahut katkıda bulunan kişi ise halihazırda Medeni Kanun hükümlerine göre nafakaya hükmedilmemiş olması şartıyla şiddet mağdurunun yaşam düzeyini göz önünde bulundurularak talep edilmese dahi tedbir nafakasına hükmedebilecektir.


Tedbir Kararlarına Aykırı Davranılması Hali


Bu Kanun hükümlerine göre hakkında tedbir kararı verilen şiddet uygulayan, bu kararın gereklerine aykırı hareket etmesi hâlinde ihlal edilen tedbirin niteliğine ve aykırılığın ağırlığına göre hâkim kararıyla üç günden on güne kadar zorlama hapsine tabi tutulur.


Tedbir kararının gereklerine aykırılığın her tekrarında, ihlal edilen tedbirin niteliğine ve aykırılığın ağırlığına göre zorlama hapsinin süresi onbeş günden otuz güne kadardır. Ancak zorlama hapsinin toplam süresi altı ayı geçemez.



Verilen Kararlara İtiraz


Bu Kanun hükümlerine göre verilen kararlara karşı iki hafta içinde ilgililer tarafından aile mahkemesine itiraz edilebilecektir. İtiraz üzerine karar bir hafta içinde verilir ve verilen kararlar kesindir.


Uygulamada edilen itirazlara yönelik kararların gerekçesiz olarak yahut deliller değerlendirilmeden matbu şekilde verildiği görülebilmektedir. Böyle bir durumda bireysel başvuru yolu hakların korunması açısından oldukça önemlidir. Nitekim Anayasa Mahkemesi de “Salih Söylemezoğlu” ve “Erdal Türkmen” kararlarında başvurucuların gerekçeli karar hakkının ihlal edildiğini belirtmiştir.

bottom of page